Siyaset seçime günler kala iyice hareketlendi. Parti genel başkanları önceden her türlü eleştiri yaptığı ittifaklara katılmak ya da desteklemek zorunda kaldı. Birkaç gün önce Memleket Partisi genel başkanı sayın Muharrem İnce çıktığı bir tv kanalında " Babacan ve Davutoğlu giderse Cunhurbaşkanlığı adaylığından çekileceğini ve Millet ittifakını destekleyeceğini söyledi.
İyi de bu nasıl bir siyaset anlayışı. Adama sormazlar mı sen üzüm yemek mi istiyorsun, bağcıyı dövmek mi istiyorsun?
Öyle ya da böyle bu adamlar 2 yıldır bir masa etrafında toplanıyor. Oy oranları kaç olursa olsun. Madem sayın İnce aday oldun sayın Kılıçdaroğlu'na da " Hoşgeldin güle güle" dedin o zaman dediğinin arkasında duracaksın.
Sayın İnce seçimlerde cumhurbaşkanı olamayacağını çok iyi biliyor. Milletvekili de değil, bakan da olamayacağına göre seçim bittikten sonra İnce'nin 5 yıl sesi çıkmayacak. Bu tabi zor bir durum. sayın İnce bunun farkında. O da istiyor ki, bu parlak seçim atmosferinden bir şeyler alsın. Herkes kazanırken (Millet İttifakı cephesi) sayın İnce'nin ve partisinin hiçbir şey almaması kabul edilmesi zor bir durum. Ne demişler çeşme akarken testi doldurulur.
DERE GEÇERKEN AT DEĞİŞTİRİLMEZ
Aynı hatayı sayın Akşener de yaptı. Millet İttifakına kameralar önünde rest çekti. Ama ne oldu aynı Akşener bir gün sonra geri vites yaptı. Oy oranı 15-20 lerde iken bir anda yere çakıldı.
Açıklamalarının çok yanlış olduğunu anladı ama iş işten geçti. Sayın İnce bulanık sularda yüzüyor. Seçimlere günler kala o gitsin bu gitsin demek Millet İttifakına yapılacak en büyük yanlıştır. Madem böyle bir düşüncen vardı bunu en baştan söyleyebilirdin. Sayın İnce seçimleri Millet İttifakı kazandığı takdirde kendisinin ve partisinin başarısız kabul edileceğini ya da Cumhur İttifakının seçimleri kazanması sonucunda, halkın " sayın İnce'ye senin yüzünden oldu. Sen destek olsaydın seçimi kazanırdık" gibi sözlerden çekindiği için Millet İttifakına yanaşmaya çalışıyor. Bunu da Babacan ve Davutoğlu gitsin bahanesinin altına sığınıyor.
Aynı durumu Yeniden refah da yaptı. Sayın Erbakan bazı şartlar öne koydu. Kabul edilirse Cumhur ittifakına destek vereceğini açıkladı. Baştan kabul edilmese de çöpten adama ihtiyaç olunduğu bu durumda kabul edildi. Erbakan da vekilliği kaptı.
İNCE YA TARİH OLUR YA DA TARİHTE YERİNİ ALIR
Siyaset böyle bazen yanlış hamleler sizi ve partinizi ya zirveye çıkarır tarih yazdırır ya da çıktığınız yerde kalır tarih olmanıza sebep olur. Bu seçim de şartlar, istekler, vizyonlar, projeler bir tarafa bırakıldı. 2 grup var ve 2 si de var oluş yok oluş mücadelesi veriyor. Oy oranı yüksek olan partiler bile yüzde 1 bile oyu olmayan partilerden medet umuyor. Sayın İnce tarih olmak istemiyorsa, şartı şurtu bir kenara bırakacak. Zaten kendisinin kazanma şansı yok, hiç olmazsa kazananın yanında ol. Ol ki bu millet seni verdiğin desteklerle başına taç yapsın. Yoksa Millet İttifakının kaybedeceği bir seçimin faturası ne Akşener'e ne Kılıçdaroğlu'na kalır fatura İnce'nin üzerine kalır.
Babala tv de sayın İnce'yi gençler epey terletti. Fazla sinirlenen verdiği cevaplarla gençleri rencide eden bir tutum sergilemesi oy oranına da yansıdı. Bazen çılgın projeleriniz olur ama halkta karşılık bulmaz ya da ağzınızdan öyle bir laf çıkar var olan bütün karizmanız bir anda yerle bir olur.
Sayın İnce, Babacan ve Davutoğlu gitsin derken bir kez daha düşünmeliydi. İnce ve Kılıçdaroğlu zaten aynı çeşmeden su içmiş. Eğer millet ittifakı her kesimden oy alacaksa bunu Babacan ve Davutoğlu ile yapmayı planlaması çok doğru. Ak Parti'den ayrılan kesim ya da ona kızan seçmen kendini muhafazakar olan başka bir partiye oy vermek istese kime verecek belki de Babacan ya da Davutoğlu'na verecek.
Bu durumda iş sayın Kılıçdaroğlu'na düşüyor. Onun çelik gibi sinirlere sahip olması gerekiyor. Millet İttifakının içinde dönen oyunları en iyi o biliyor. Bu yüzden sayın İnce'nin teklifine hemen evet diyeceğini sanmıyorum. Bir tarafta baştan beri kendini kasan sayın İnce, diğer tarafta masanın kurulduğundan bu yana hiçbir yanlışı olmayan Babacan ve Davutoğlu. Kılıçdaroğlu bu denklemi ve tezgahı çözecek biri. Şahsi hisleriyle hareket etmeyecektir.
Ya da farklı bir formül bulup hem sayın İnce'yi kazanacak hem de diğerlerini kaybetmeyecektir.